İçindekiler (Ana Başlıklar)
Prens adalarının en büyüğü olan Büyükada gezilmesi en çok tavsiye edileni, en çok ziyaret edileni ve ziyaret edilecek yerleri en fazla olan adadır. Büyük dediğimize bakmayın aşağı yukarı 8000 nüfuslu ve yaklaşık 5 kilometre karelik bir yüzölçümüne sahip. Yaz aylarında ada yerleşik nüfusun 10 katına kadar ziyaretçi alabiliyor. Ada kıyıları ile Maltepe kıyıları arasındaki mesafe 2.300 metredir. Büyükada’da iki adet tepe bulunmaktadır. Bu tepelerden bir tanesi kuzeyde, diğeri ise güneyde yer almaktadır. Bu tepelerin deniz seviyesinden yüksekliği 200 metreyi bulur.
Büyükada ile ilgili en ilginç ve gizemli olaylardan birisi 1930’da Karacabey civarındaki Rum Ortodoks mezarlığında 207 adet altın sikke definesi bulunmasıdır. Definenin Büyük İskender’in babası II: Filip’e ait olduğu biliniyor. Büyükada’da diğer Prens Adaları gibi Bizans döneminde sürgün yeri olarak kullanılmıştır. Büyükada hakkında ki tarihi bir diğer ilginç bilgi ise İstanbul’un fethinden 1 ay önce Fatih Sultan Mehmet tarafından feth edilmesidir.
Rum halkı I. Dünya Savaşı ve Cumhuriyetin ilanından sonra adayı tamamen terk etmiştir. Rum halkı adayı terk ettiğinde adada yaşayan neredeyse hiç kimse kalmamıştır. 1940’larda devlet ileri gelenleri tarafından yazlık olarak kullanılmaya başlamış. Bu dönemde Büyükada’da bir çok yeni köşk ve villa tarzında yapılar yapılmıştır. Bu dönemde yapılan yapılar hem türk mimarisinin esintilerini taşımakta hemde çok büyük özen ve zevkle hazırlanmış yapılardır. Biraz sonra anlatacağımız büyük tur, küçük tur rotalarının başlangıcı da bu tarihlere kadar dayanır.
Büyükada’ya Nasıl Gidilir?
Eğer Avrupa Yakası’nda ikamet ediyor iseniz Büyükada’ya Karaköy ve Eminönü’nden sabah saat 6:30’dan itibaren başlayan seferler düzenlenmektedir.
Kabataş Limanı adalara gidişte en çok kullanılan limandır. Çünkü adalara vapur, motor ve deniz otobüsleri gibi çok geniş yelpazede seçenekler sunar. Mevsim farketmeksizin düzenli seferler bulabilirsiniz. Adalara yolculuk görece biraz uzun sürdüğünden daha hızlı ve rahat bir ulaşım için İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO)’nide tercih edebilirsiniz.
Avcılar iskelesinden ise sadece yaz aylarında ve 9:15’de başlayan seferlerle adalara gidilebilir.
Yok eğer Asya Yakası’nda iseniz, Bostancı Asya Yakası’nda en çok tercih edilen ulaşım noktasıdır.
Kabataştaki gibi deniz otobüsleri, vapur ve motor seçenekleri buradada mevcuttur. Mevsim farketmeksizin saat 6:00 dan başlayan düzenli seferler düzenlenir. Kabataş’tan kalkan şehir hatlarının ilk durağı Kadıköy iskelesidir. Kadıköy iskelesi de Kabataş’tan kalkan şehir hatları deniz araçlarına binebilirsiniz.
Kartal iskelesi de yaz kış düzenli sefer yapan yalnızca Prenstur firması vardır ve sadece motor ile sefer düzenler. Seferler saat 6:30’da başlar.
Maltepe iskelesi de Mavi Marmara firması motor ile günde sadece üç defa sefer düzenler ve ilk seferleri 8:00’da başlar. İstanbulun bütün iskelelerinde hizmet veren deniz taksilerinden araç kiralayıp ulaşım sağlanabilir.
Büyükada’da Mutlaka Gezilmesi Gereken Yerler
Aya Yorgi Kilisesi
Eski kilise olarak bilinen küçük bir kilise, şapel ve dua etme yerinden oluşan yapı 1751 yılında inşa edilmiştir. Fakat günümüzde bilinen Aya Yorgi Kilisesi 1905 yılında inşa edilip, 1909 yılında kullanıma açılmıştır. Aya Yorgi Kilisesi kiremitten yapılmış, küçük, iki katlı bir binadır. Tepesinde kesme taştan yapılmış bir çan kulesi bulunur.
Sizin dünya görüşünüze hitap eder mi bilinmez ama insanlar burayı dilek dilemek için ziyaret ediyor. Bu yüzden etrafta şeker dağıtan, sağa sola kumaş bağlayan ve mum satan insanlara rastlamak çok doğal.
Aya Yorgi Kilisesi hakkındaki bir diğer meşhur şey ise yokuşudur. Oldukça dik ve uzun bir yokuş tırmanmanız gerekecek. İster bisikletle ister yaya bu sizin için oldukça zorlayıcı bir deneyim olacak.
Yokuşu tırmanıp bitirdiğiniz yerde ödülünüz sizi bekliyor. Adanın en yüksek tepesi olan bu yerden görünen muhteşem manzara. Bu manzaranın tadını çıkarabileceğiniz ve yorgunluğunuzu atabileceğiniz çok güzel bir lokanta da bulunuyor tepede, Aya Yorgi Kır Lokantası’nın yemekleri de oldukça güzel mutlaka tavsiye ediyoruz.
Rum Yetimhanesi
İnsan böylesine tarih ve yaşanmışlık dolu bir yeri görünce etkilenmekten kendisini alıkoyamıyor. 1960 yılında kullanıma kapatılan binanın şuanki hali biraz yürek parçalıyor. Avrupa’nın en büyük dünyanın ise ikinci büyük ahşap binası olma ünvanını elinde bulunduran Rum Yetimhanesi acilen restorasyona ihtiyaç duyuyor.
Alexendre Vallaury tarafından tasarlanan Rum Yetimhanesi 1898 yılında tamamen ahşap malzemelerle inşa edilmiş. 5 katlı bina 3 ana kısımdan oluşuyor. İnşa edildiği dönemdeki ismi Prinkipo Palace. Otel ve kumarhane olarak kullanımı amaçlandı. Fakat II: Abdülhamid’den izin alamayınca el değiştirip yetimhane olarak kullanıldı.
Reşat Nuri Güntekin Evi
Maden mahallesi içerisinde, Yılmaz Türk caddesi ile sahil arasında bulunmaktadır. Bir şarap imalatçısı tarafından inşa edilmiş. O dönemde yapının yanında bir şarap imalathanesi de bulunuyordu. Faka bu imalathane günümüze kadar ulaşmamıştır.
Köşk 1937 yılında Reşat Nuri Güntekin tarafından satın alınmıştır. Henüz bir müzesi yok ama dışarıdan pembe panjurlarını izleyebilir fotoğraf çekilebilirsiniz.
Adalar Müzesi
Müze, adaların jeolojik oluşumlarından başlayarak günümüze kadar olan hikayesini arşivler, fotoğraflar ve belgesel filmleriyle anlatmaktadır. İstanbul’un ilk çağdaş kent müzesi olarak biliniyor.
Tarihi Köşkler
Bu köşkleri ziyaret etmeniz için özel bir yere gitmenize gerek yok. Büyükada’daki gezintiniz esnasında her yerde karşınıza çıkacaktır. Yazımızın başında tarihçesini anlattığımız bu köşkleri dikkatlice incelemenizi tavsiye ederiz.
İstanbul Gezi Rehberi için tıklayınız.